kırmızı bedenimde çağlıyor kurdeleler
baygınlık geçiren yaşlı bir kadının kat kat olmuş
boynu gibi uzanıyor yere. yastığımı kaldırmayın
sormadan, yoksa şeytanlarım kaçar; büyüyünce
güvercin olacak onlar.
kimdi alnımı dualarla ıslatıp,
çiçekler de dans eder diyen?
bırakın babam getirsin sütümü, ılık
beyazın içinde girdaplara karışsın haplarım
loş ışıklarla konuşurduk sabaha kadar, boğuk
cümleler kaçırırdı karanlığı ve ancak gölgeler
veda ettiğinde buyururdu rüyalar
benim uykuları satın alacak kadar çok param
vardı. her gün kopardığım yapraklar
gün ağarmadan paraya çalardı.
inanırdı tüm periler bana ve hepsi
dişlerime saldırdı. bana babam ısıtmalı
sütümü, bardağı tutan elleri rüzgarda
titremeli. kardeşimin yarasa kanatları
perdeli ayakları ve sivri antenleri vardı
ve hiç rahat vermezdi yıldızları sayarken
sırf karıştırdığı hesaplar yüzünden, sırf onun
yüzünden ortadan kaybolan yıldızlar için
onu cinlere vermek istedim ama buna kimse
razı olmazdı. babam bana getirmeli sütümü ve
parmaklarına melekler konmalı.
uçurtmaların bulutlara takılmasını umardım,
böylece göğe tırmanmayı. bileklerim yere düşerse diye
çekindim ve sıkıca daldırdım ayağımı
köhne tavşan yuvalarına. parmaklarımı okşayan
çakıl taşlarına danıştım, hangi mezara
gömmeli şu altı patları? dokunmayın bebekler
gibi uyuyan iblislerime. bırakın babam versin sütümü
ve menekşeler düşsün peşime.
22.08.
.
No comments:
Post a Comment