pelteleşmiş beyninizde
kirden parlayan bir kanepede yan gelip yatan semiz bir uşak gibi
hayal kuran düşüncenizi
kanlı bir yürek parçasıyla tedirgin edeceğim
dalga geçeceğim, geberesiye küstah ve zehir dilli
tek bir ak saç yok ruhumda,
yaşlılığın çıtkırıldımlığı yok onda
dünyayı bozguna uğratarak sesimin gücüyle
yürüyorum - yakışıklı
yirmi iki yaşında
çıtkırıldımlar!
kemana yatırırsınız aşkı siz
kabalar, onu trampete yükler.
fakat, tersyüz edebilir misiniz, kendinizi benim gibi
öyle ki, dudaklar kalsın ortada, salt dudaklar
çık da gel konuk odasından
gel de bir adam tanı
kibirli, patiskadan ve melek soylu memur karısı
sen ki dudaklar çevirirsin aynı kayıtsızlıkla
bir aşçı kadın nasıl çevirirse yemek kitabının sayfalarını
ister misiniz
ten kudurtsun beni
- ve gök gibi, renk değiştirerek ansızın -
ister misiniz
öylesine yumuşayım, sevecen olayım ki öylesine
hani, erkek değil de, pantolonlu bir bulut desinler bu
inanmıyorum çiçekli nice diye bir yerin var olduğuna
benimle göklere çıkarılacaktır yeniden
hastane gibi bayatlamış erkekler
ve atasözleri gibi yıpranmış kadınlar da
Sunday
pantolonlu bulut.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment