Friday

yanık saraylar.


demir kapıdan girdiler.

yeşilköy

yol

kadın

uğraş düzeninin koridorlarından geçtiler. artları sıra yürüdü odalar, pencereler. birbirini arayıp buldular tüm ayrıntılarıyla. kapılar, anahtarlar, kilitler yerine takıldı. kuruldu çalışma yüzeyi.

yeşilköy

yol

kadın

büyük kasalı odadan girdiler, küçük kasalı odadan çıktılar. hassas evrak katipleri, süslü kalabalık aynalı koridorların içinden geçtiler. çoğalarak yürüdüler. zengin, asil, kibarız dediler. al bir ata binmiş genel müdür, yanındaki memur kalabalığını alıp daha da ilerilere götürdü.

kadın

yeşilköy

tren

uğraş düzenine girdiler. çekirge’de bir hamam. eğirdir çarşısı’nda bir sıra dükkan. hazreti yuşa tepesi. kibar akrabalar da yola çıkmışlardır. dudaklarında bir küçümseme. et beni, iri bir kıl... aynalara bakmışlardır. yanık saraylar. alçak kollu şamdanlar. kahve fincanı.

yeşilköy

yol

kadın

uğraş düzenine girdiler. uzun, ağır bir gün. mayıs günü. nergisler - fulya teyze ne yapacaktı?

yeşilköy

yol

kadın

uğraş düzeninin aynalarında kendine baktı. gerçekten o, kendisi… hiç değişmemiş yirmi yılın daktilosu. istemli insanların soyundan, karanlıkta kalmış kadın yüzü.

boyasız

sevisiz

ölümsüz

No comments: