beni itin götüne soktular seni podyumlara
akşam haberlerinin hemen ardından
televizyonlara çıkardılar tiramisu’m, ekşi sözlüm, sarışınım
şimdi ben sahneye değen topuğunu mu, boka basan, altın tozlum
ipek çarşaflara dolanıduran topuğunu mu, kırmızı şelalelere değen
dikenlere sürtünüp geçen topuğunu mu, cam kırıklarıyla çizilen
fransız şarabına bulananı mı, kul niyetine minare
aşk niyetine menilere, avrolara sektörde hız kazanalım diye
ben şimdi çatlak topuğunu mu, pürüzsüzü mü, ben şimdi
hangisini tatsam dilim sürçmez, dilim ağrımaz, dilim acımaz
çünkü beni itin götüne soktular, seni podyumlara;
oysa son sürat bir kazıklı voyvoda duruyordu aramızda.
dört nesil birden geçti doğduğum günden beri
bir tek kanatlı hayvan konmadı tenasül organıma.
tiramisu’m, sarışınım, sağ çenendeki beni
bir divan şairi gibi abartayım isterim
el pençe divan bir kukla müridi gibi
saz çalayım, söz edeyim, vurmalı çalgılarla
fırdolanayım isterim eteğinin etrafında
ama susmanın erdem olduğunu öğretti büyüklerim bana.
büyüklerim dediğim bir che, bir deniz, bir de maria puder
gerisini ben affetsem tarih siler.
belki bir de marla singer.
No comments:
Post a Comment