Friday

düş.


Ben düşkün değilim. Ben düşkünlüğün kendisiyim.
Bu varyeteyi, bu esrarlı yolda sürdüreyim diye açığa vurduğum düşkünlüğün.

Görüp göreceğin her bir düşkünlük ve her bir kafa benim asıl. Ebediyen kafayım ve müptelayım. Burda kafa derken gözünüzde iyi-kötü bir şey canlansın maiyetinde diyorum. Devamını siz getirin. Hakikat benim ve müptelayım-o-hakikate. Önüme döküntü bir duvar ve bir çöp tenekesi koyun, allahıma, ölene dek kılımı kıpırdatmadan oracıkta otururum. Duvar benim çünkü, teneke benim. Bana yalnızca, orda oturup duvara ve çöp tenekesine bakacak biri gerekir. Buyur edecek bir insan evladı yani. Ben hiçbir şeye bakamam. Körüm. Hiçbir yerde de oturamam. Üstüne kıçımı koyacağım bir şey yok.

Dur, hazır ağzımı açmışken şu malın gözü aleyhtarlarıma da iki çift laf edeyim. İnsan soyundan nefret ettiğimin aslı yoktur. Ben sadece, insanoğlundan haz etmiyorum. Hayvanlardan haz etmiyorum. Nefret değil hissettiğim. Şu tadına doyamadığınız laf salatanıza dalarsak en makul sözcük midemi kaldırıyor olabilir. Yine de insan bedeninde ve -niyle yaşamaya mecburum.

Asla katlanamayacağınız bir hadiseye eyvallah diyeceksiniz. Olayı şöyle netleştirelim: üzerinde haşaratların yaşadığı bir gezegene düştüğünüzü hesap edin. Körsünüz. Keşsiniz. Allem edip kallem edip, haşaratlara esrarlı şeyler getirtmeyi başarmışsınız. Binlerce sene orda, onlarla yaşamış olsanız da, haşere köleleriniz halen daha, içten içe midenizi kaldırıyor. Ne zaman bir yerinize değseler aynı hisse boğuluyorsunuz.

Ben de insan kölelerim için tam tamına böyle hisler besliyorum işte. Beş yüz bin bilmem kaç yıl önce teşrif ettiğim bu yere ayak bastığım andan beri aklıma takılan tek bir şey var. Sizin insanlık tarihi dediğiniz şey, benim kaçış planımın başlangıcına dayanıyor.

Sevilmeye lüzum yok.

Affedilmeye lüzum yok.

Benim defolup gitmem lazım burdan.

4 comments:

bebek limonata said...

eğer çeviri senin ise, on üzerinden on veriyorum!

that's an order said...

onumu alır otururum!

Ozan Kayra said...

peki bunları kimlerden çevirdiğini de yazmayacak mısın asla?

that's an order said...

aslında yazıyorum, belki biraz daha kurcalamalısın.