Saturday

otuzbeşincidamla.



aç! aç! aç! diye haykırıyor yüzlerce mahkum.
canımız yanmış gibi değil, canımız yana yana,
haykırıyoruz sahnedeki kadına:
aç aç aç!

bir koçbaşı gibi zorluyor duvarları çığlığımız
açız çünkü, açız...
hem sade o kadına ve kadınlara değil.
güneşe, yeşile, toprağa ve açık havaya açız.
adam gibi çalışmaya,
insan gibi yaşamaya da açız.

onun için de işte,
sahnedeki kadına değil asıl
bu düzenin başına asılıyoruz.
aç aç aç!
diye haykırıyoruz.

kilitleri aç,
kelepçeleri aç,
demir kapıları aç.
aç! aç! aç!

açız çünkü, açız
hem sade içerde değil.
güneşe, yeşile, toprağa,
açık havaya,
adam gibi çalışmaya,
insan gibi yaşamaya
sade içerde değil,
dışarda da açız.

onun için de işte,
sahnedeki kadına değil asıl,
bu düzenin bazına asılıyoruz

aç aç aç diye haykırıyoruz.
bize okul, bize yol, bize fabrika aç!
aç aç aç!

yine de nazlanıyor sahnedeki rakkas.
bu açmaza son çare
bi açık versin diye bakıyoruz.
canımız yanmış gibi değil
canımız yana yana haykırıyoruz:
açamaz açamaz açamaz!

ama hala anlamıyor ki düzenbaz.
gönül hoşluğuyla o açmazsa eğer,
fırladığımız gibi bu tarih denen sahneye
aç dediklerimizi biz
kendi ellerimizle açacağız!

No comments: